Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında oluşturulan ve çalışmalarına devam etmekte olan Somut Olmayan Kültürel Miras Malatya İl Tespit Kurulu toplandı.
Toplantıda İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu somut olmayan miraslar hakkında bilgi aktararak, toplantının amacını anlattı. Malatya’daki somut olmayan kültürel miras unsurlarının tespitinin yanı sıra müdürlük olarak somut olmayan kültürel miras ulusal envanterine daha fazla unsur kaydetmenin gayreti içinde olduklarını belirten İskenderoğlu, Unesco’nun insanlığın ortak mirası temsili listesine Malatya’dan en az bir unsuru sokmayı hedeflediklerini de kaydetti. İnanç kaynaklı bütün ritüellerin hepsinin somut olmayan kültürel miras tanımının içerisinde yer aldığını vurgulayan İskenderoğlu, "Somut olmayan kültürel mirası da bizim özellikle öncelememizin bir sebebi var. Bu sebep çok anlaşılabilen çok fazla toplum tarafından kavranan bir şey değil. Bunu yaygınlaştırmamız ve bu bilinci geliştirmemiz bu masanın etrafında bulunan hazirunun gayretleri ile olacaktır” ifadelerini kullandı.
Türklerin yurt edinme geleneğinin ve yerleşik hayata geçiş sürecinin kültürel bir mirası ve medeniyeti Anadolu’ya taşıdığının önemine vurgu yapan Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ise, “Önemli olan kültürün ve kültürel öğelerin insanların gelenek ve töre olarak kabul ettiği bir çok şeyin harmanlanmış kavşak noktalarından bulunan bir noktanın başından gelen, bir çok medeniyete, toplu yaşama ev sahipliği yapmış coğrafyada yaşamak kolay değil. Bunlar sorgulandığında Bizans’la birlikte, Arapgir ve Malatya’yı da işin içerisine koyarak büyük bir merkez olduğunu biliyoruz. Türkmen yerleşkeleri ve Türk boylarının bu bölgelere gelerek yurt edinme geleneği bizim Yukarı Fırat’ta başlıyor. Binli yıllarda başlayan bu yurt edinme geleneği, daha sonra 1056’da Malatya, Maldia’yı yurt ediyorlar, akabinde 1071 Malazgirt kuşatması sonuçta oradaki başarımızı birlikte taçlandırılarak Alparslan gazinin bizzat komuta ettiği, Danişment Gazi ile birlikte hareket eden emir komuta içerisinde Niksar’ı yurt edinme daha sonra Tokat, Amasya, Samsun, Giresun 14 yıl kuşatma devam ediyor. Akabinde Trabzon kuşatmasında da Danişment Gazinin şehit edilmesiyle birlikte aslında yurt edinme geleneği o noktada coğrafyanın tümüne yayılmış oluyor ve Osmanlı coğrafyası Bizans’tan Selçuklu’ya daha sonrada Osmanlı’ya bir kültürel miras bir medeniyet olarak devir ediliyor. Yaşamın en zor kısmını da yaşamın içerisindeki süsleri ile biriktirdiği insan için lazım dediği ne varsa, bir bedenle bir ruh onunla birlikte Allah’ı hayatın içerisine katan bir anlayış her şeyi imar etmiş. Kendisi için ihtiyaç duyduğu insan mekan ilişkisi içerisinde bütün mekanları imar etmiş dolayısıyla sanat kollarına dönüşmüş. Aktif üretimler ortaya çıkmış, bunların her birinden ustalar, usta çırak ilişkileri toplumun bir bütün olarak refah seviyesini yükselten ben varım diyen gelenekler manzumesine dönüşmüş. Burada bizim asıl kaçırdığımız şey şu: İçerisinde bulunduğumuz coğrafyada yaşadığımız birçok şeyin aslında birilerinin algı düzeyinde bize batı özentisi ile verilmek istenen 1685 ile 1696 tarihleri arasına bakarsak, Osmanlı batı özentisi ile yalılar yapıyor ve başkent olan İstanbul’u aslında Ümmetin temsil noktasından daha çok özenti noktasına doğru taşımak isteyen bir anlayışın fitne tohumlarının bizim coğrafyaya serpildiğini görüyoruz” diye konuştu.
Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu, Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile ilçe belediyeleri ve bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.