Malatya’nın Arapgir ilçesinde bulunan muhteşem Kayaarası Kanyonu yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor.
2016 yılında ilk defa başlayan Malatya Fotokamp Projesi, sonrasında dünya çapında takip edilen ve beğeni toplayan proje bu yıl pandemi nedeniyle yapılmasada, il dışından gelen bir çok doğa severin tercih yeri oldu.
Kayaarası Kanyonu, doğa sporları, balık ve kara avcılığı, dağcılık, okçuluk, turizm ve yaylacılık faaliyetleri için doğal bir imkan sunuyor. Serin, temiz havası ve eşsiz doğa manzarası sayesinde yerli ve yabancı birçok turisti ağırlayan Arapgir tarih ve doğanın birleştiği muhteşem bir kamp alanı.Bukadar güzellik bir arada olunca bizde sizin için Arapgir’e gittik ve Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile bu güzelliği konuştuk.
Sayın Cömertoğlu, Arapgir’de Fotokamp 2016 yılından bu yana her sene yapılıyordu, fakat bu sene pandemiden dolayı yapılmadı. Yinede yoğun bir katılım var bunu neye bağlıyorsunuz?
Şimdi 3 yıl üst üste birlikte bir program gerçekleştirdik. 3 yıl üst üste program yaptık. Dolayısıyla buraya Türkiye’nin her yerinden insanlar geldi, Malatya’dan da diğer yerlerden de geldi, bunun verdiği bir aşinalık oldu ve o insanlar buradaki doğal güzelliği ve doğal kapasiteyi, keşfettiler. Huzur arayan yani tatil yapmak isteyen insanlar. Genelde hangi deniz sahiline gidelim diye düşünürken şimdi Kozluk Çayına ne zaman gidelim diye bir arayışa başladılar. Dolayısıyla bunun tezahürü burada tabii biz yerel hizmetlerimizi eksiksiz yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Her yıl geliştirdiğimiz gibi fakat bu sene koronadan dolayı aslında biraz geride kaldık. Bilindiği gibi İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı talimatlar bizi de bağlıyor: Toplu etkinlikler yasak, insanların toplu faaliyetleri yasak, münferiden bu işler yapılıyor dolayısıyla biz de ev sahiplerimizi münferit programlar çerçevesinde düzenleyebiliyoruz. Ama gördüğüm şu: son bir aydır fotokamp’taki gibi çadır kapma yarışı var, yani çok ciddi bir talep var ve gelenlerin de bu noktada gittikten sonra bir başkasını gönderme durumları olduğunu tespit ediyoruz, bu da bizi çok sevindiriyor, hem insanımızın Arapgir’e gelmesi hem buradaki doğal varlıklarımızın açığa çıkıp daha da geliştirilmesi açısından büyük bir imkan oluşturdu.
Sosyal mesafenin en iyi korunduğu noktalardan biri de aslında kamp alanı. Çünkü bir aile çadırını kurduğu zaman bir başka ailede başka yere gitmek zorunda kalıyor ve dolayısı ile sosyal mesafe korunmuş oluyor, bunun için neler söylersiniz?
Burası büyük bir alan, bu konuda alanın yeterliliğine bağlı olarak insanlar rahat olabilir. Ama ben bu sosyal mesafe tabirine karşı biriyim, fiziksel mesafe diyorum. İnsanların fiziki olarak mesafeleri zaten koruma zorunluluğu var korona virüsüne ait değil bu. Ama sosyal mesafe dediğiniz insanların kültürel kodlarındaki bütün yaşamlarını etkiliyor, uzaklaştırıyor yakınlık ilişkilerini bozuyor, dolayısıyla bu konuda ben sosyal mesafe kuralı adı altındaki çağrıların bir maksat ve çıkar olduğunu düşünüyorum ve bunu kullanmıyorum. Fiziksel mesafe diyorum ve 1 metre etkileşim Tıbbın kabul ettiği sosyolojik olarak da insanların kabul etmek zorunda olduğu bir enerji akışkanlığına ve bununda sınırı 1 metredir. 6 metreye kadar etkileşim 6 metreden sonrada bakışma vardı. Hiç bir etkileşim olmamalı, dolayısıyla bir metre sınırını fiziksel sınırı korumak her birimizin zaten önceliği bu hastalığa veya bu mikroba karşı değil, normal zamanda da uyum uygulaması gereken bir kural çünkü birden çok virüs üretildi, her gün yenisini yapacak insanlar var yapacaklarda. Dolayısıyla önce hastalığı yaratıp sonra da bunu bir ticaret olarak gören bir Dünya ahtapotunun elindeyiz yani sonuçta bu Türkiye meselesi değil, dünya meselesi. Dolayısıyla burada gelen insanların zaten çadır kurarken, konuşlanırken sosyal mesafe değil de fiziksel mesafe açısından bunları kendileri ayarladıklarını görüyoruz bundan da çok mutluluk duyuyoruz, uyarmaya ihtiyaç yok çünkü insanlar bu konuda kendilerini korumayı biliyorlar, kendi yakınlık sınırlarını biliyorlar, selamlaşmayı biliyor, yardımlaşmayı biliyorlar. Masalarını koyduğu zaman 6 metre den yakın bir yere öbürünün de koymayacağını biliyorlar dolayısıyla bütün bunlar aslında kuralsız diye görülen ama hep kurallı olarak insanların uyguladığı şeyler bu açıdan ben burada herhangi bir tehlike görmedim.
Sürekli ben kampın içerisindeyim. Gelen misafirin ev sahibi olmayı çok arzu ediyoruz. Kültürümüzün gereği olarak Arapgir misafirperverliği ile öne çıkmış, paylaşım duyguları, gelişmiş, medeniyet olgularıyla söylenen bir şehir kültürü dolayısıyla bu şehir kültürünü biz giren insanlarla dokulara söyleşerek, hatta paylaşarak yaşatmak istiyoruz zaten bunlar da bunun vesilesi oldu.
Arapgir Belediyesi buraya gelen her misafir ile birebir ilgileniyor. Belediye Başkanı olarak siz, Belediye Müdürleriniz ve diğer ekip arkadaşlarınız ayrı ayrı ilgileniyor, bu Belediyenin hizmetimi yoksa Arapgir kültürümü?
Kültür müdürümüzün yaklaşımı, ekipteki arkadaşların yaklaşımı şimdi bir sefer içinde doğduğumuz bir coğrafyanın ürettiği bir kültür var. Bu bizim kültürümüz, bir de temsil ettiğimiz bir kurum var, belediye…
Yani şehrin emanetçisi olarak biz buradayız ve ismimiz Şehriemini, dolayısıyla şehriemin olabilmek için sağınızdaki her şeyin emniyet içerisinde kalması için bir göreviniz var, Dolayısıyla dokunmak hissetmek, gözlemlemek, elçilik etmek ve bu konuda iyi ve kötü gördüğümüz değerlendirdiğiniz her şeyi yönetmek zorunluluğundan kaynaklanıyor. Dolayısı ile Arapgir Belediyesi bunu hep yaptı. Bundan sonra da inşallah bu gelenek devam eder, biz halk için yapıyoruz, şansımızla, nefsimizle veya kişisel egolarla bu işi yapmıyoruz. Egolarla yapılırsa tıkanırsınız. Ve bu konuda da bunun aksine kırsalda bir tutunma projesi ve hamlesi olarak biz şuan bir fırsatız ve kırsal kalkınma modellemesinin önemli ayaklarını Türkiye için burada inşa etmeye çalışıyoruz. Bu her açıdan insanların huzur bulması, geçimini kolaylaştırması, tutunmasını daha da köklü hale getirmesi, üretim detayı üzerinde üreten, ürün üreten, paylaşmayı üreten, geleceği üreten aslında bir yaklaşım tarzı. Bunun da adı Kırsal Kalkınma modelleme. Biz kırsalda yaşıyor ama şehir kültüründe yaşıyoruz, dolayısıyla burada belediyemiz gücünün yettiği kadar her ne kadar imkanlar az olsa da kişisel kabiliyetlerinizi hiç esirgemeden daha da arttırarak her yerde olmaya çalışıyoruz. Her şey para değil aslında, nedense en büyük imkan insandır, insanın kendi inanç değerleriyle mayalandığı niyetidir yani. Biz buna niyet diyoruz, niyetimiz insanlara dokunmak bu insanlarla birlikte bu süreci yönetmek üzerine Kültür Müdürümüz sağ olsun bu konulara çok iyi nezaret ediyor ve bizimle birlikte çok güzel işler yapıyor, belediyemizin de diğer kurumlarımızın da kaymakamlığımız ve diğer bağlı olan kurumlarımızın tümünde bu akla sahip artık. Arapgir de çünkü bu özümsendi biz hepimiz birimiz, birimiz hepimiz prensibiyle Devleti onure eden yüzüyle yönetmek istiyoruz, kamu kurumlarının ortak kulluk hakkı yöneticisi olma zorunluluğu olduğunu her fırsatta hem yaşıyoruz, hem de yaşatmaya çalışıyoruz. Bu açıdan bu söylediğiniz eğer belirgin bir şekilde görülebilmişse ne mutlu başarıya doğru gidiyoruz demektir.
Son olarak Arapgir’in kamp alanını tercih eden ve edecek olanlara neler söylemek istersiniz.
Yani nereye gidebilirim, yeni nereyi görebilirim? Kafamı nerede dinleyebilirim, ailemle nerede hoş bir vakit geçirebilirim, tarih ve kültürü nerede öğrenebilirim gelenekleri nerede yaşayabilirim güzel insan dokusunu nerede yaşatabilirim veya onlardan alabilirim diyen herkese Arapgir’in kapısı sonuna kadar açık, sadece Kozlu Kanyonu değil, Arapgir’in bütün konaklarıyla, çarşısıyla, köyleriyle ve mekanlarıyla insan tipleriyle buna uygun olduğunu, kimin kapısına giderseniz sizin nereden geldiğinizi sormadan misafir olduğunuzu kabul ederek içeri aldığını, sofrasını paylaştığını, sonra Nereden geldiniz sözünü söyle dostlukların başlatıldığını görürsünüz. Bu işte yerleşik kültür bu açıdan Arapgir’i tanımanızı ve Arapgir’deki yaşayan bu yerel kültürün Anadolu’nun gerçek kültür olduğunu, Anadolu coğrafyasının gerçek mayalayıcıları’nın bu bölgeden olduğunu bilmeniz açısından dokunmak ve tanımak sizin için bir avantajdır diye düşünüyorum. Herkese Arapgir’e davet ediyorum. Biz buradayız buradaki herkes bizim bir parçamız, bende onların bir parçasıyım, dolayısıyla Başkanı aramanıza gerek yok gördüğünüz herkes Başkan’ın elçisidir. Başkana soracağımız bir şeyi sonradan gördüğümüz insanlara sorduğunuzda sizi yanıtlayacağını görürsünüz. Tabi alt niyetli olanlarda mutlaka vardır. Siyaset sahnesinde mutlaka çekememezlikler var ama umumu bir Arapgir sevdalısıdır ve sizi yanlış yönetmez, dolayısıyla bu güzellikleri, bu doğal kaynakları, bu doğal potansiyeli Malatya’nın bir özeli olarak Malatya kazandırmak, Türkiye insanına yaşatmak, hepimizin ortak kaygısı, dolayısıyla her gelen bizim postacımız, elçimiz, misafirimiz olmasının ötesinde gittiği yerde bizi anlatabilen bir unsurumuz oluyor. Bu açıdan ziyaretleri çok önemsiyoruz herkesi buraya davet ediyoruz, hangi dönem olursa olsun kış yada yaz dört mevsim tam yaşanır.Ürün Coğrafyasıdır Arapgir kendine göre bir kışı yazı var, her biri birinden güzel, dolayısıyla burada keyif almanın, huzur bulmanın adresi şifa kendidir. Kentlerin yoğunluğundan bıkmış, insanlara bir nebze de olsa nefes borusu olabiliyorsak ne mutlu bizlere.