Malatya’nın Arapgir ilçesinde, vatandaşların eskiden günlük hayatta kullandıkları tarım aletlerinden mutfak araç gereçlerine, gaz lambalarından dokuma tezgâhlarına, sandıktan küp ve testilere kadar çok sayıda malzemeyle oluşturulan sergi evi, yörenin geçmişine ışık tutuyor.
Geçmişin değerlerini gün yüzüne çıkarmak ve geçmişle gelecek arasında köprü oluşturmak amacıyla Arapgir Belediyesince 2009’da başlatılan çalışmayla, Asım Külah’a ait tarihi evin bazı bölümleri ve bahçesi kullanılarak, sergi evi oluşturuldu.
Adeta tarih kokan sergi evinde, geçmişte günlük hayatta kullanılan gaz ocağı, sandık, güğüm, radyo, sini, el değirmeni, fener, küp, testi, ölçü aletleri, dokuma tezgâhları, bakır mutfak malzemeleri, ütü, saat, yatak, bakraç, kazan gibi çok sayıda malzeme ziyaretçilere tanıtılıyor.
Belediye ve halkın desteğiyle oluşturulan, binlerce eşyanın bağışlandığı sergi evi, ilçeyi ziyarete gelenlerden de yoğun ilgi görüyor.
– Kültüre sahip çıkma adına
Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçelerinin Yukarı Fırat Havzası’nın merkezi konumunda bulunduğunu ve köklü bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.
Tarihi çok eskilere dayanan Arapgir’de 2009’dan bu yana tarih, kültür ve doğa mirasına yönelik ciddi çalışmalar yaptıklarını ifade eden Cömertoğlu, içerisinde bulundukları havzanın Türkiye ve dünyada örneklerine çok az rastlandığını dile getirdi.
Üretim ve temsil geleneklerini yaşatmaya çalıştıklarını, bu amaçla sergi evini oluşturduklarını anlatan Cömertoğlu, şunları kaydetti:
“İlçede kullanılan evlerde çoğunlukla bulunan ve ecdadın el sürdüğü, çerden çöpten aş yapıp hayata tutunduğu birçok geleneği aslında burada yaşatıyoruz. Biz tarım ve sanayi toplumuyuz aslında, erdemli bir toplumuz. Dolayısıyla bunların hepsinin örnekleri evlerimizde dağınık duruyordu. Bunları bir araya getirerek sergi evine dönüştürdük. Yıllardır bu çalışmamız devam ediyor. Burada ölçü aletlerinden, düveninden tutun da mutfak eşyalarına çok sayıda eser var.”
Cömertoğlu, ilçede mutfak müzesi kurulmasıyla ilgili çalışmaların da sürdüğünü kaydetti.
– Geçmişte kumaş üretilip ihraç ediliyordu
Geçmişte ilçenin dokumacılıkta bir dev haline geldiğine işaret eden Cömertoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“1830’da ilçemizde 5 binin üzerinde dokuma el tezgâhı bulunuyordu ve ‘Arapgir alacası’ ismiyle kumaş üretimi yapılıp 7 ülkeye ihraç ediliyordu. Bu çok ciddi bir konu. Bunun ortaya çıkardığı ticari kollar var. Binek hayvanlarının nalı, eyeri, palanı, hepsi el sanatlarının ürünüydü. Bunların hepsinin imal edildiği bir yerdi ilçemiz. Yine bakır, kalay ve nakkaşlıkta ciddi bir potansiyel vardı. Toprak ürünleri sanayisinde ise tüm malzemeler ilçe bünyesinde bulunuyordu. Bunları sergi evinde bir araya topladık. Buradaki çalışmalarımız, kültürümüze ve geleneklerimize sahip çıkma faaliyetidir. Bunun için de yaşam evini dizayn ettik. Daha da geliştirilmesi, müze kapsamında sergilenmesi için elimizden geleni yapacağız. Çalışmalarımıza destek verenlere teşekkür ediyoruz.”
– Hayalini gerçekleştirdi
İlçedeki tarihi evini adeta müzeye dönüştüren Asım Külah ise eski eşyalara küçük yaşlardan beri ilgisinin olduğunu söyledi.
Daha önce ilçede esnaflık yaptığını, emekli olduktan sonra da hobisini geliştirdiğini anlatan Külah, belediye iş birliğiyle, geçmişte kullanılan malzemeleri bir araya getirerek, sergi evini kurduğunu bildirdi.
Külah, ilçe hatıralarını sergi evinde yaşattıklarına değinerek, “Geçmişte dedelerimizin kullandığı eşyaları burada yaşatıyoruz. Eski eşyalara baktığımızda eskiyi hatırlıyoruz. İlçemizi ziyarete gelenler buraya yoğun ilgi gösteriyor. Burada aynı zamanda ilçenin tanıtımına katkı sağlıyoruz.” dedi.